Psikiyatrik rahatsızlıklarda kullanılan 100 farklı molekül bulunmasına rağmen kullanım sıklıkları ve tedavi ettikleri rahatsızlıklar açısından baktığımızda psikiyatrik ilaçları kabaca dört sınıf altında toplayabiliriz.

  • Antidepresanlar,
  • Antipsikotikler,
  • Anksiyolitikler,
  • Duygudurum düzenleyicileri.

Antidepresanlar:
Birbirinden çok farklı etki mekanizmalarına sahip olan antidepresanlar vardır. Ancak en çok kullanılan ve SSRI olarak adlandırılan grup beyin hücrelerinde serotonin miktarını arttırarak etki ederler.
Halk arasında mutluluk hormonu olarak bilinen, ama aslında ne mutluluk veren, ne de bir hormon olan serotonin (mutluluk bir hapı yutarak alınmış olsaydı şimdiye hepimiz çoktan hapı yutmuştuk ☺), beyin sinir iletiminde görev alan bir nörotransmitter, yani bir sinirden başka bir sinire iletilen moleküldür.
Adından da anlaşılacağı üzere antidepresanlar depresyonda etkili olan ilaçlardır. Ancak sadece depresyonda değil, ortaya çıkmasında yine serotonindeki düzensizliğin rol aldığı kaygı bozukluklarında da etkilidirler. Kaygı bozuklukları içerisinde yaygın anksiyete bozukluğu, sosyal fobi, basit fobi, obsesif-kompulsif bozukluk, travma sonrası stres bozukluğu gibi rahatsızlıkları sayabiliriz.
Depresyonda sadece serotonin sistemindeki düzensizlik değil, aynı zamanda noradrenalin denilen maddede de düzensizlik söz konusudur. Bu nedenle de hem serotonin, hem de noradrenalin üzerinden etki eden birçok antidepresan da bulunmaktadır.
Hangi antidepresanın diğerinden daha üstün olduğuna dair net sınırlarla çizilen bir ayrım bulunmamaktadır. Dolayısı ile antidepresan seçiminde danışanların şikayetleri ve ilaçların olası yanetkileri gözönüne alınmalıdır. Örneğin uyku problemi olan birisinde uykuya da katkıda bulunacak bir ilaç seçmek, ya da kilosu yüksek olan birisinde iştah açıcı bir antidepresandan kaçınmak gibi.
Antidepresan ilaçlar yavaş etki eden ilaçlardır. Bir antidepresanın etkili olup olmadığına karar vermek için o ilacın uygun dozda en azından 4 ila 6 hafta arasında kullanılması gerekmektedir. Dolayısıyla bir antidepresanı 3-5 gün kullandıktan sonra işe yaramadığı gerekçesi ile kesmek doğru değildir. Çünkü bu kadar kısa bir sürede antidepresanların etkilerinden çok, ancak yanetkilerini görürüz.
Hazır yan etkilerden söz açılmışken, istisnasız bütün ilaçlarda olduğu gibi antidepresanların da yanetkileri olduğunu hatırlatmakta fayda var. Antidepresanların sık görülen yan etkileri arasında mide bulantısı, kusma, başağrısı, sersemlik, uyku hali ya da uyuyamama, ağız kuruluğu, cinsel yan etkiler (isteksizlik, sertleşme güçlüğü, boşalamama, orgazm olamama) sayılabilir. Ancak bütün antidepresanlar yukarıda sayılan yan etkileri yapmazlar. Örneğin, iştahı arttıran antidepresanlar olabileceği gibi, böyle bir yanetkisi olmayan, hatta ilk kullanılmaya başladıklarında iştahı azaltan antidepresanlar da bulunmaktadır. Bu nedenle kulaktan dolma bilgilerle antidepresan kullanmamalı, onun yerine uygun ilaç tedavisinin seçimi için psikiyatri uzmanına gidilmelidir. Psikiyatri uzmanı ilaç seçiminde bizim şikayetlerimizin ne olduğu ve bunların şiddeti ile ilgili olduğu kadar, ilaçların yanetkilerini de göz önüne alarak ilaç seçimini yapar, yapmalıdır.
Antidepresanlarla ilgili bir başka nokta “çekilme belirtileri” dediğimiz durumdur. Maalesef antidepresanlar biraz nazlı ilaçlardır. Hızlı, ani bir şekilde tedavinin sonlandırılmasını hoş karşılamazlar. Bu nedenle bir süredir kullanılmakta olan bir antidepresanın aniden kesilmesi üzerine bizim çekilme belirtileri dediğimizi belirtiler ortaya çıkar. Bunlar arasında uykusuzluk, huzursuzluk, sinirlilik, ciltte karıncalanma, baş dönmesi ve hatta ağlamalar sayılabilir. Birçok danışanın sözünü ettiği “ayağımı sanki boşluğa atıyormuş gibi” hissi de, yine bir çekilme belirtisidir.
Çekilme belirtisi ortalama iki hafta sürer. Bu belirtiler birçok kişi tarafından hastalığın nüks ettiği şeklinde yanlış olarak yorumlanır ve ilaç tedavisine tekrar başlayabilirler. Bu nedenle ilaçların doktor kontolünde başlanması ve yine doktor kontrolünde kademeli olarak kesilmesi önerilir.
Son olarak antidepresanların etkinliğinden söz etmek gerekirse, maalesef bu ilaçların etkinliği yüzde yüz değildir. Yapılan birçok araştırmada antidepresanların etkinliğinin % 40 ila % 70 arasında değiştiği gösterilmiştir ve yine birçok çalışmada antidepresanlar kesildikten sonra hastalığın tekrar ortaya çıktığı belirtilmektedir.
Bu nedenle yerine göre antidepresana ek olarak psikoterapinin başlanması psikiyatrik rahatsızlığın tekrarlama riskini anlamlı olarak azaltmaktadır.
Antidepresan tedavinin ne kadar süreceği ile ilgili üzerinde uzlaşılmış kesin bir süre yoktur. Ancak tedavinin en azından 6 ay kadar sürmesi gerektiği kabul edilir. Yerine göre eğer kişinin rahatsızlığı çok şiddetli seyrediyorsa ömür boyu ilaç kullanımı dahi önerilebilir.